Kalbin Zümrüt Tepeleri - 4
İnsan, güzergâhı melekût âlemi, gözü ceberût ufkunda, hedefinde lahût zirveleri, mülk diyarının üveyki, engin donanımlı, ekstra iltifatlara açık müstesna bir varlıktır. O, ruhlar âleminden ayrılarak gelir, melekût âle- minin kesif bir aynası sayılan, maddiyat, cismaniyat ve şehadet âlemi de diyeceğimiz bu mihnet ve nimet yurduna misafir olur; olur ve bir mânâda basireti, hep kalb ufku itibarıyla ışığın asıl kaynağı kabul edilen alem-i ceberûta müteveccih yaşar. Yer yer esmâ ve sıfat ufkundan ceberût zir- velerine bakarken alem-i lâhûtu heceler durur, “Kab-ı kavseyn’’ hülyala- rıyla yatar-kalkar; halâ-melâ rüyalarıyla farklı temâşâ zevklerine erer ve yürür soluk soluğa kendi “arş-ı kemâlât”ına, takdîr planına bağlı, istidat serhaddine doğru. iradesi Hak iradesine râm, hareketleri makro meşîet programına ayarlı, Yaratan’ın emirlerine itaatteki inceliğin farkında, her zaman Sahibi Şeriat’ın rehberliği altında, basarı, basîreti nebîler, sıddık- lar, salihler şehrahında yürür mavera-i atla